Sahipsiz Kedi ve Köpekler

SAHİPSİZ KEDİ ve KÖPEKLERİ site bahçelerinde istemeyen, torbalattırıp attıran, yok ettiren, zehirleyen, yemek su kaplarını attıran İNSANIMSI KOMŞU ve SİTE – APT, kurum ve kuruluş yöneticilerine gönderilecek TÜM YASA MADDELERİNİ de içeren ÖRNEK YASAL UYARI ve BİLGİLENDİRME yazısı.


SORUNLU APT-SİTE Yönetim Kuruluna GÖNDERİLECEK ÖRNEK YAZI: 
(Yazıyı yollarken uyarlama için bizden destek alabilirsiniz )

KONU: Site, apartman, müşterek alanlı mülklerin, firma, kurum ve kuruluşların, hastane ve üniversitelerin bahçe ve çevresinde yaşayan sahipsiz hayvanların yaşam alanlarına ve onları besleyen gönüllülere müdahale edilmesi, hayvanların toplanıp başka yerlere atılması, onları besleyen gönüllülere karşı sataşma, engelleme ve tehdit oluşturulmasına karşı ÖN UYARI YAZISI
YASAL DAYANAK: 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği, İçişleri Bakanlığı Özel İdare ve Belediye Hizmetlerinde Gönüllü Katılım Yönetmeliği, 2872 Sayılı Çevre Kanunu, 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Hakkında Kanun, Hayvanların Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşmeler
BİLGİ ve GEREĞİ İÇİN DAĞITIM: Orman Su İşleri Bakanlığına, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına, Valilik İl Hayvanları Koruma Kurulu Başkanlığına, Emniyet Müdürlüğüne, Orman Su İşler Bölge ve İl Müdürlüğüne, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne

YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞINA,

İhbar hattımıza gelen şikayetler sebebiyle “YASAL UYARI” içeren bu metni okumaktasınız. Tarafımıza yapılan ihbarlarda, yönetiminizce bahçeli alanlardaki kedilerin (köpeklerin) doyurulması ve barındırılması faaliyetlerine engel olunduğu; su-mama kaplarının, barınma kutularının görevlilere toplatıldığı, bu hayvanlara bakan merhametli gönüllülere sıkıntı oluşturulduğu bilgisi tarafımıza ulaşmıştır. Bilinmelidir ki, “Sahipsiz Sokak Hayvanları” olarak isimlendirdiğimiz ve sosyal hayatımızın bir parçası olan “Kedi ve Köpekler” de tüm diğer hayvanlar gibi, 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği ile koruma altına alınmıştır. Yasal çerçevede yapılmış olan, uyarı ve bilgilendirme niteliği taşıyan yazımızın bütün ilgili ve görevlilere dağıtılmasını önemle talep ederiz. Öncelikle, TBMM de kabul edilmiş 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ilgili maddeleri ve diğer ilgili kanunlara ilişkin bilgileri ve hayvan hakkı ihlali durumunda yapacağımız yasal şikâyet ve suç duyurularını içeren 2 bölümlü yazımızı bilgilerinize sunarız:

BÖLÜM 1, Kurumunuza yasal bilgilendirmedir:

  1. 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu, sahipsiz hayvanların yaşam haklarını YASAL güvence altına almıştır.
    2. Hayvanları Koruma Kanunu 3. MADDESİ hayvanların YAŞAM ORTAMINI “Bir hayvanın veya hayvan topluluğunun doğal olarak yaşadığı yeri ifade eder.” olarak tarif eder. BU 3. MADDEYE GÖRE, “sokaklar, parklar, hayvansal doğal güdü ve yetenekleri ile girebildikleri özel veya kamuya ait ayırımı olmadan ağaçlı, yeşil bahçeler ve tüm açık alanlar dahil olmak üzere HER YER kedi ve köpeklerin “doğal olarak yaşadıkları” yerler yani “yaşama ortamları” dır. Yani kanun yaşama ortamını tarif ederken, özel alan veya kamu alanı diye bir ayırım yapmamış, hayvanın doğal yetenekleri ile kendi seçerek yaşayacağı her yeri YAŞAM ORTAMI olarak tanımlamıştır. Her sokak hayvanının yaşadığı semte/alana ait bir sokak/mahalle/site sakini olduğunu belirtmiş ve site/apartman bahçesi gibi ortak alanlarda, sokak hayvanlarının her yerde özgürce bulunabileceğini ifade etmiştir.
    3. Hayvanları Koruma Kanunu 4. MADDESİ b),bendi hayvanların korunmasına ve rahat yaşamalarına ilişkin temel ilke olarak “Evcil hayvanlar, türüne özgü hayat şartları içinde yaşama özgürlüğüne sahiptir. Sahipsiz hayvanların da, sahipli hayvanlar gibi yaşamları desteklenmelidir. Hayvanların korunması, gözetilmesi, bakımı ve kötü muameleden uzak tutulması için gerekli önlemler alınmalıdır” demektedir. 4. MADDE (b) ŞIKKINA GÖRE, türüne özgü hayat şartları, yani doğal olarak yaşam ortamı olarak seçtiği mahal her neresi ise, orada kötü muameleden uzak tutulması için gerekli önlemler alınmalı diyerek, kanunun uygulayıcısı olan Orman Su İşleri Müdürlüklerine sorumluluk ve görev vermektedir.

Hayvanları Koruma Kanunu 4. MADDESİ, “c) Hayvanların korunması, gözetilmesi, bakımı ve kötü muameleden uzak tutulması için gerekli önlemler alınmalıdır” hükmünü içermektedir.4. MADDE (c) ŞIKKINA GÖRE, yasanın uygulayıcısı olan Orman Su İşleri Müdürlüğü, özel alan veya kamu alanı olarak ayırmadan, hayvanın yaşam alanı olarak seçtiği bölge veya mahal her neresi ise, orada yaşaması, bakımı ve kötü muameleden uzak tutulması için gerekli tüm önlemleri almalıdır.

Hayvanları Koruma Kanunu 4. MADDESİ, “d) Hiçbir maddî kazanç ve menfaat amacı gütmeksizin, sadece insanî ve vicdanî sorumluluklarla, sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanlara bakan veya bakmak isteyen ve bu Kanunda öngörülen koşulları taşıyan gerçek ve tüzel kişilerin teşviki ve bu kapsamda eşgüdüm sağlanması esastır. ” şeklinde kayda geçmiş ve doyurma faaliyetlerinin hayvanseverlerin YASAL HAKKI ve GÖREVİ olduğunu işaret etmiştir.Yani; sahipsiz sokak hayvanlarını doyurmak sadece “VİCDANİ GÖREV” değil; aynı zamanda “KANUNİ HAK”tır.! 4. MADDE (d) ŞIKINA GÖRE, bir bölgeyi kendine yaşam ortamı olarak seçmiş ve orada yaşayan kedi ve köpeklere bakan gönüllü veya STK ların
desteklenerek teşvik edilmesi yasanın uygulayıcısı olan Orman Su İşleri Müdürlüklerinin görevidir.
4. Hayvanları Koruma Kanunu 18. MADDESİ, “Özellikle kedi ve köpekler gibi sahipsiz hayvanların kendi mekânlarında, bulundukları bölge ve mahallerde yaşamaları sorumluluğunu üstlenen gönüllü kişilere yerel hayvan koruma görevlisi adı verilir.” hükmü vardır. 18. MADDEYE GÖRE, özel veya genel alan olarak bir ayırım yapmadan, kedi ve köpeklerin “bulundukları bölge ve mahal” her neresi ise(Bir üniversite kampüsü de olabilir.), orada yaşamalarının bu yasa ile güvence altına alındığını ve orada yaşamaları için Yerel Hayvan Koruma Görevlisi gönüllülere sorumluluk ve görev verildiği açıkça belirtilmiştir.
5. MADDE 20 ye göre Sahipsiz hayvanlara ilişkin her türlü işlem yasanın uygulayıcı olan Valilik Orman Su İşleri Müdürlükleri ve Belediyelere verilmiştir. Belediyeler dışında hiç bir kurum veya kuruluş, sahipsiz hayvanlara müdahale edemez, toplayamaz, bir yerden bir yere taşıyamaz.
6. MADDE 21 e göre, belediyelerin de kedi ve köpekleri toplaması kanunla NET BİR ŞEKİLDE belirlenmiştir. Belediyeler de kedi ve köpekleri sadece KISIRLAŞTIRMA amacı ile toplar, kısırlaştırır, bakım ve tedavisini yapar ve sonra ALDIĞI YERE bırakır. Belediye de toplamayı gelişigüzel yapamaz, yasa maddelerini uygulamak zorundadır. Hiç bir hayvanın yeri keyfi olarak kısırlaştırma amacı dışında değiştirilemez, hayvan doğası gereği alıştığı ve yaşadığı yerde yaşamı kanunlar ile devlet tarafından desteklenir. Buna ek olarak, Uygulama Yönetmeliği’nin 21/g bendinde;“Sahipli veya sahipsiz hiçbir hayvan belediye, gönüllü kuruluş veya diğer üçüncü şahıslarca belediye sınırları dışında yaban hayatı yaşam alanlarına bırakılmaz.” şeklinde konuyu hükme bağlayarak sokak hayvanlarının bulunduğu ortamdan alınmasına/taşınmasına yasak getirmiş; yani YAŞAM ORTAMI’nı garanti altına almıştır.
7. Bu bilgilere ek olarak, birçok kişi tarafından bilinenin aksine, “Kat Mülkiyeti kanunu” ve “YÖNETİM PLANLARI” HİÇBİR ŞEKİLDE sahipsiz sokak hayvanlarından bahsetmez. Sadece ve sadece sahipli hayvanlar için hükümler içermektedir ki bunlar bile tahliye için tek başına yeterli değildir. Kat Mülkiyeti Kanunu 50 yıl önce çıktığında, bu kanunda geçen sahipsiz hayvanların BESLENMESİ yani DOYURULMASI, ÖNLERİNE MAMA KONMASI gibi hususlar toplumsal yaşamda yoktu. O günün koşullarında kanunda yer alan BESLEME ifadesi, kişilerin kendi sahipli hayvanlarını BARINDIRIP BESLEMELERİNİ kast ediyor. Dolayısı ile, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunundaki “barındırılıp beslenmesi” ifadesi ile 35 sene sonra çıkan HAYVANLARI KORUMA KANUNUNDA “sahipsiz hayvanların gönüllüler tarafından DOYURULMA amaçlı BESLENMESİNİ içermesi”, arasında AYNI KELİMENİN İKİ AYRI EYLEM için kullanılmış olmasının dışında bir alakası yoktur.

Kişiler kendi şahsi hayvanlarını yani kedisini, köpeğini, kuşunu, tavuğunu vs vs ortak alana koyup orada bakamazlar, yasak demek istiyor. İnsanlar çoğu kez, “evimizde köpek besliyoruz, kedi besliyoruz” derler, “çiftliğimizde koyun-keçi besliyoruz” derler, bunu sahip olmayı anlatmak için kullanırlar. 2004 Yılında çıkan 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na göre de, özel-genel mülkiyet tarif etmeden “sahipsiz hayvanların yaşamları desteklenir, sokaklarda yaşayan bu hayvanlar gerek GÖNÜLLÜLER ve gerekse belediyeler tarafından beslenir yani doyurulur” hükmünü içermektedir. Son çıkan kanun hükümleri daima geçerlidir, ayrıca kanun maddeleri sözleşmelerin önündedir. Yönetim planı ise sadece bir sözleşmedir.
5199 saylı kanun ise hayvanların bulunduğu her yerde beslenmesini hükme bağlamıştır. Yani bir gönüllü HER YERDE SAHİPSİZ HAYVANLARIN ÖNÜNE YEMEK SU KOYABİLİR, DOYURABİLİR YANİ BESLEYEBİLİR. Dolayısı ile apt-site, ortak alanı olan bahçelerine kendi doğaları gereği gelen kedi ve köpeklere MAMA-SU vermek, yönetim planında kast edilen BESLEMEYİ değil, bu sahipsiz hayvanları DOYURMAYI kapsıyor. Yasada da sahipsiz hayvanların beslenmesi, onların doyurulmasını ifade ediyor. DOYURMA yönetim planındaki BESLEME kapsamı dışındadır ve bir YASAK KONAMAZ.
Dolayısı ile, sahipsiz kedi-köpeğe bahçeli alanlarda mama su vermek, doyurmak ve barındırmak YASAL HAKTIR. Buna engel olmaya çalışmak, YASAYI İHLAL ETMEKTİR ve ihlalin devamı halinde, BELEDİYE İMAR İŞLERİ MÜDÜRÜLÜĞÜNE, binalarınız ve uygulamalarınız hakkında Kat Mülkiyeti Kanunu dairesinde, Site/Apartman ortak alanlarının/Ana Taşınmazın ve Bağımsız bölümlerin ve eklentilerinin yeniden tespiti için baş vurulacaktır.
8. Milletlerarası bir Antlaşma olan Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi incelendiğinde, Hayvanların aynı insanlar gibi hak sahibi olabileceği anlaşılmaktadır. Bu düzenleme, hayvanı hak ehliyetine sahip kabul etmektedir. Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 5.maddesinin 1.fıkrası; “Bir insanın desteğine ihtiyaç duyan her hayvan, besleme ve bakımı görme hakkına sahiptir” şeklinde kayıt altına alınmıştır.
9. Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi, insana, desteğine ihtiyaç duyan hayvanı doyurma ve bakımını yapma hakkı vermektedir. Tüm yetkisini ve gücünü yasalardan alan ve hiçbir maddi kazanç ve kaygı gütmeyen hayvanseverlerin; – Doyurma ve barındırma faaliyetlerinin engellenmesi/vazgeçirilmesi; – Mama ve su kaplarının atılması, yukarıda belirttiğimiz kanun maddelerine MUHALEFET anlamı taşımaktadır.
10. Ayrıca, 6284 SAYILI AİLENİN KORUNMASI’NA DAİR KANUN’un 2. Maddesi Şiddeti ve Şiddet Mağduru’nun “Şiddet: Kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfi engellenmesini de içeren, toplumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranışı ifade eder. “Şiddet mağduru: Mütekabiliyet ilkesi çerçevesinde uyruğuna bakılmaksızın, Kanunda şiddet olarak tanımlanan tutum ve davranışlara doğrudan veya dolaylı olarak maruz kalan ya da kalma tehlikesi bulunan kişiyi ve şiddetten etkilenen veya etkilenme tehlikesi bulunan kişiyi ifade eder.” şeklinde tanımlayarak hükme bağlamıştır. Hayvanseverlerin tehdit ve taciz ile sindirilmeye çalışılması SUÇTUR.! İnsanların duygusal bağ kurduğu sahipsiz sokak hayvanlarını doyurmalarını ve barındırmalarını engellemek SUÇTUR.! Bu eylemler, 6284 sayılı Ailenin Korunması Kanunu’na göre PSİKOLOJİK ŞİDDET tanımına girmektedir, KANUNA AYKIRIDIR.
11. Hayvanlar, fiziki engel olmayan her yere girerler, bunun yasaklanması hayvanların doğasına, hayatın olağan akışına ve akla da aykırıdır.
12. Sitelerimiz, apartmanlarımız, büyük kuruluşlarımız, üniversitelerimiz, hastanelerimiz hayvanların doğal yaşam alanlarına kurulmuştur. Bahçeleri, tarlaları, doğal yeşil alanları, çeşmeleri, sulakları yok ederek onların beslenme ve su ihtiyaçlarını giderecekleri ortamları yok ettiğimiz için, başta kediler olmak üzere köpekler ve hatta kuşlar da insan yoğun yerleşim alanlarına bir lokma yemek ve bir yudum su bulmak umudu ile gelmektedirler.
13. Veteriner Psikolog olan Prof Dr Tamer Dodurka, “Evcil Hayvanlar olan KEDİ ve KÖPEĞİN doğasına uygun yaşam ortamının İNSANIN BULUNDUĞU HER YER” olduğunu, konuya ilişkin bilimsel makalesinde açıkça belirtmiştir.
14. MADDE 20’ye göre Sahipsiz hayvanlara ilişkin her türlü işlem yasanın uygulayıcı kurumları olan Valilik Orman Su İşleri Müdürlükleri ve Belediyelere verilmiştir. Belediyelerin eğitilmiş ve yetkili ekipleri dışında hiç bir kurum veya kuruluş, sahipsiz hayvanlara müdahale edemez, toplayamaz, bir yerden bir yere taşıyamaz. “Site, apartman, resmi ve özle kurum görevlilerinin kedi ve köpeklerin yerini değiştirmesi, başka yerlere götürmesi, toplaması yasa ihlalidir”.
15. MADDE 21’e göre, belediyelerin de kedi ve köpekleri toplaması kanunla NET BİR ŞEKİLDE belirlenmiş ve sınırlanmıştır. Belediyeler de kedi ve köpekleri sadece KISIRLAŞTIRMA amacı ile toplar, kısırlaştırır, bakım ve tedavisini yapar ve sonra ALDIĞI YERE bırakır. Belediye de toplamayı gelişigüzel yapamaz, yasa maddelerini uygulamak zorundadır. Kediler için özel merkezi olmayan belediye KEDİ TOPLAYAMAZ. Hiç bir hayvanın yeri keyfi olarak kısırlaştırma amacı dışında değiştirilemez, hayvan doğası gereği alıştığı ve yaşadığı yerde yaşamı kanunlar ile devlet tarafından desteklenir. Bu nedenle belediyelerin, yönetimler veya kişilerce “hayvanların alınması, başka yere atılması” talebi ile aranmasının da, belediyeden YASAYA AYKIRI talepte bulunmak demek olduğunu ve yasa ihlaline girdiği bilinmelidir.

BÖLÜM 2, Hayvanların yaşam haklarına yönelik ihlal ve beslenmelerinin engellenmesi  durumunda yapacağımızı resmi şikayet ve suç duyurularını da bilgilerinize sunarız.

Yasaya aykırı uygulamalar ve kötü muameleler durumunda, “HayKonfed” olarak taraf olacağımız ve yasaya muhalefet edenler ve gönüllüleri tehdit edenler hakkında aşağıda belirtilen ilgili resmi kurumlara SUÇ DUYURUSU ve ŞİKAYETLERDE bulunacağımız bilinmelidir:

  1. VALİLİK makamına ve ORMAN Su İşleri Bölge ve Şube Müdürlüklerine resmi müracaatta bulunularak, idari soruşturma açılması ve 5199 sayılı yasanın ilgili maddelerini ihlale teşebbüsten dolayı idari para cezası verilmesi talep edilecektir.
    b. Orman Su İşleri Müdürlüğü ve Valilik Denetim Elemanlarınca kurumunuz bahçeli alanlarında yaşayan hayvanların yaşam haklarının korunması için tedbir alınması istenecektir.
    c. Eko denge içinde önemli bir yer tutan sahipsiz hayvanları yok ederek ekolojik dengeyi bozarak çevreye zarar verilmesi sebebi ile, 2872 Sayılı Çevre Kanunu’nu ihlalden ORMAN Su İşleri Müdürlüğüne ve JANDARMA Komutanlığına hakkınızda soruşturma açılması için şikayette bulunulacaktır.
    d. AİLE ve SOSYAL POLİTİKALAR İL MÜDÜRLÜĞÜNE Bu gün hayvanlara zarar veren ve yok edebilecek kişilerin, yarın çocuk kadın yaşlı gibi kendilerini koruyamayan insanlara da zarar verecek potansiyel suçlu olmaları nedeni ile, davranış bozukluğu açısından incelenmesi için ve şiddete meyilli kişilerin varlığı açısından güvenlik önlemlerinin sağlanması için EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜNE ve TOPLUM DESTEKLİ POLİS’e yasal hak olarak başvurulacaktır. Şekli ne olursa olsun, hayvana şiddetin, insana gelecek şiddet konusunda da bir ön uyarı olduğu unutulmamalıdır.
    e. SAVCILIĞA, Mama-su vererek doyurulan sahipsiz hayvanların mama ve su kaplarının atılması konusunda, o mama kapları şahsa ait olduğu için, atılmasının tekrarı halinde Türk Ceza Kanunun ‘’Mala Zarar Verme Madde-151 ‘’ hükümleri ile suç duyurusunda bulunulacaktır.
    f.  MAHKEMEYE, Hayvanlara yasal hak olarak bakan kişilere uygulanan baskının, 05.03.2017 tarih ve 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun çerçevesinde psikolojik şiddete girmesi nedeni ile baş vurulacaktır.
    g. ÇALIŞMA BAKANLIĞINA, İş Sağlığı ve Güvenliği açısından tüm çalışanlarınızın koşullarının incelenmesi için müfettiş istemi ile baş vuracağımızın ve tüm hukuki haklarımızın saklı olduğunun bilinmesini isteriz.

Yaşam alanlarını gasp ettiğimiz, yerine çirkin beton bloklar diktiğimiz, her yere asfalt yaptığımız bu ortamda, bu hayvanlara gidecek yer bırakmadığımız açıktır. Gerek insani ve vicdani boyutta ve gerekse yasal boyutta bu hayvanlarla birlikte yaşamak zorundayız. Şiddetin 12 yaşa indiği, cinayetlerin aile içinde işlenmeye başlandığı günümüz toplumunda, bu hayvanların varlığı ile oluşacak merhamet ve şefkat duygularına, sadece hayvanlar için değil insanlar için de ihtiyacımız var. Gıdalarımıza zararlı katkı maddeleri koyarak bizi içten içe öldürenleri, üç kuruşu için kadın, çocuk ve yaşlı insanları bıçaklayanları, kurallara uymamaktan dolayı her yıl 5000 kişinin ölümüne, 80 000 kişinin de yaralanıp sakat kalmasına sebep olan sürücüleri, okul kapılarında uyuşturucu satıp gençleri genç ölümlere mahkum edenleri göz ardı ederek, bu ağzı dili olmayan çaresiz hayvanları en büyük tehlike olarak görmek ve yok edilmelerini talep etmek vicdani olmadığı gibi uygar bir yaklaşım da değildir.
Komşuluk hakkı ve hukuku çerçevesinde sorunlarımız çözülemezse, hayvan hakları dernekleri devreye girerek, “evlerde, ortak alanlarda, imar planına AYKIRI olarak yapılmış olan tadilatlar veya yapılanmaları, personel yönetiminde, genel kurul toplantılarında, bazı alım satımlarda, ortak kullanım alanlarındaki yönetim kullanımında olan yerlerde yönetimden ve sakinlerden kaynaklanan sorunlar- eksiklikler -yanlış kullanımlar varsa” onları tespit ederek yasal şikayetlerde bulunarak, belediyeden ve ilgili kurumlardan, İMAR PLANINA ve İDARİ İŞLERE aykırı hususların ve MALİ gelir-gider durumunun araştırılması isteminde bulunulacağının da bilinmesini isteriz.
Fakat biz, hem kültürümüz hem de dinimizde var olan komşuluk hakkının, ağzı dili olmayan çaresiz hayvanlar için de geçerli olması gerektiğine inanıyoruz. Hayvanların aleyhine olmayan, onların varlığını ve yaşam haklarını tehdit etmeyecek ortak çözümlerin bulunması için her türlü çabayı göstermeye hazırız.

Bu yasal bilgilendirmeler ve uyarılar doğrultusunda tüm ilgili kişiler ve GÖREVLİLERİNİZİN bilgilendirilmesini talep ediyor, sosyo kültürel olarak üst düzeyde insan yapısına ve sorumluluk duygusuna sahip olan yönetiminizin hayvanların beslenme ve yaşamlarına engel olmayacağınızı, zaten çok zor koşullarda yaşam savaşı veren sahipsiz hayvanlara verilen bir lokma yemek ve bir yudum suyu çok görmeyeceğinizi, hem yasal hem insani ve hem de Türkiye’nin imza attığı Hayvanların Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşmeler bağlamında mevcut sorunun ve kanunun anlaşılabilir olacağını umut ediyor saygılarımızı sunuyoruz.

4982 ve 3071 sayılı yasalar gereği bilgi ve cevap verilmesini emir ve müsaadelerinize saygılarımızla arz ederiz.

İsim soyisim:

YAZININ EKLERİ:

EK 1 …….. 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu
MADDE 1. – Bu Kanunun amacı; hayvanların rahat yaşamlarını ve hayvanlara iyi ve uygun muamele edilmesini temin etmek, hayvanların acı, ıstırap ve eziyet çekmelerine karşı en iyi şekilde korunmalarını, her türlü mağduriyetlerinin önlenmesini sağlamaktır.
MADDE 3. a)Yaşama ortamı: Bir hayvanın veya hayvan topluluğunun doğal olarak yaşadığı yeri, tanımlar.
MADDE 4. – Hayvanların korunmasına ve rahat yaşamalarına ilişkin temel ilkeler şunlardır: a) Bütün hayvanlar eşit doğar ve bu Kanun hükümleri çerçevesinde yaşama hakkına sahiptir. b) Evcil hayvanlar, türüne özgü hayat şartları içinde yaşama özgürlüğüne sahiptir. Sahipsiz hayvanların da, sahipli hayvanlar gibi yaşamları desteklenmelidir. c) Hayvanların korunması, gözetilmesi, bakımı ve kötü muamelelerden uzak tutulması için gerekli önlemler alınmalıdır.
MADDE 18. Özellikle kedi ve köpekler gibi sahipsiz hayvanların kendi mekânlarında, bulundukları bölge ve mahallerde yaşamaları sorumluluğunu üstlenen gönüllü kişilere yerel hayvan koruma görevlisi adı verilir.
Ek 2……..İl Özel İdaresi ve Belediye Hizmetlerine GÖNÜLLÜ KATILIM YÖNETMELİĞİ” Çalışma alanları Madde 5 — İl özel idaresi veya belediye görev ve sorumluluklarına bağlı olarak yetki alanlarında; e) Başıboş ve sahipsiz hayvanlara yönelik hizmetleri yapmak üzere gönüllü çalıştırabilir.
EK 3……….2872 Sayılı Çevre Kanunu Çevre korunması: Çevresel değerlerin ve ekolojik dengenin tahribini, bozulmasını ve yok olmasını önlemeye, mevcut bozulmaları gidermeye önlemeye yönelik çalışmaların bütününü, Madde 9 – Çevrenin korunması amacıyla; a)Doğal çevreyi oluşturan biyolojik çeşitlilik ile bu çeşitliliği barındıran ekosistemin korunması esastır.
EK 4…. 6284 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun 2.Maddesi Şiddeti ve Şiddet Mağduru’nu; ŞİDDET: Kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfî engellenmesini de içeren, toplumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranışı ifade eder. ŞİDDET MAĞDURU: Mütekabiliyet ilkesi çerçevesinde uyruğuna bakılmaksızın, Kanunda şiddet olarak tanımlanan tutum ve davranışlara doğrudan veya dolaylı olarak maruz kalan ya da kalma tehlikesi bulunan kişiyi ve şiddetten etkilenen veya etkilenme tehlikesi bulunan kişiyi ifade eder.
EK..5 Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi / Unesco Yaşamın tek olduğunu, yaşayan bütün canlıların ortak bir kökeni olduğunu ve türlerin evrimi yönünde farklılaştığını, yaşayan bütün canlıların doğal haklara sahip olduğunu ve sinir sistemi olan her hayvanın kendine özgü hakları bulunduğunu, bu doğal hakların küçümsenmesi ve hatta kolayca gözardı edilmesinin doğa üzerinde ciddi zararlar doğuracağını ve insanoğlunun hayvanlara karşı suç işlemesine sebebiyet vereceğini, türlerin birlikte olmasının diğer hayvan türlerinin yaşama hakkının insanoğlu tarafından tanınmasını ifade edeceğini, insanoğlu tarafından hayvanlara saygı gösterilmesinin bir insanın bir diğerine gösterdiği saygıdan ayrı tutulamayacağını dikkate alarak, ilan edilir ki;

Madde 1 Bütün hayvanlar biyolojik denge kavramı içerisinde varolmak bakımından eşit haklara sahiptir.
Madde 2 Bütün hayvanlar saygı gösterilme hakkına sahiptir.
Madde 3/ 1. Hayvanlara kötü muamele edilemez veya zalimane davranışlarda bulunulamaz
Madde 5 /1. Bir insanın desteğine ihtiyaç duyan her hayvan uygun beslenme ve bakımı görme hakkına sahiptir.
Madde 9/ 2. Hayvanların güvenliğinin koruma altına alınması hususu Devlet örgütleri düzeyinde temsil edilir.
Madde 10 Eğitimden ve okullaşmadan sorumlu merciler, vatandaşlarına çocukluktan itibaren hayvanları anlamayı ve saygı göstermeyi öğrenmeleri için olanak sağlamak zorundadır.